İsrail-Hamas savaşı başladığı günden itibaren kullanıcılar gelişmeleri sosyal medya mecralarından takip ediyor. Özellikle eski adıyla Twitter, yeni adıyla X, kurulduğu günden bu yana dijital aktivizmin ve siyasal iletişimin merkezi oldu.
Haber akışı ve bilgi yığını arasında pek çok sahte içerik de sahte hesaplar aracılığı ile dolaşıma sokuldu. Bazı sosyal medya kullanıcıları ise sosyal medya platformu X’in belli içerikleri kasıtlı olarak gölgelediğini veya öne çıkardığını düşünüyor.
Son olarak Meta grubundan Instagram, profilinde Filistin bayrağı ve Arapça “Elhamdülillah” yazısı bulunan kullanıcıları “terörist” olarak etiketledi. Bu ifadeler Arapça’dan İngilizce’ye “Elhamdülillah, Filistinli teröristler özgürlükleri için savaşıyor” diye çevrildi. Meta, tepkilerin ardından bir özür mesajı yayınladı.
“AVRUPA BİRLİĞİ KOMİSYONU ULTİMATOM VERDİ”
Konuya ilişkin Cumhuriyet TV’de değerlendirmelerde bulunan Dijital İletişim Uzmanı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, “Bu kadar etkin kullanılan bir sosyal medya mecrasının devletler aracılığı ile bir dezenformasyon aracına dönüşmesi son derece olağandır. Bunu Ukrayna-Rusya savaşında da gördük. En başta Avrupa Birliği Komisyonu X’e İsrail-Hamas savaşı ile ilgili bazı dezenformatif içeriklerin olduğu, bunlar kaldırılmazsa cezai yaptırım uygulanacağı yönünde ultimatom verdi” dedi.
“SOSYAL MEDYA PLATFORMLARI MASUM DEĞİL”
Bazı hesaplar algoritma aracılığıyla öne çıkarılırken bazılarına da “Shadow-banning” denilen gölgelemenin uygulandığını öne süren Kırık, “Gölgeleme yapılırken, içerik silinmese bile ortalama etkileşim ve izlenmesine göre çok daha az görüntülenme alıyor. İçerik kendi takipçilerinize veya ‘Sana özel’ kısmıyla diğer kullanıcılara gösterilmiyor. Özellikle X’te bunu görmekteyiz. Cambridge Analytica olayını hatırlayalım, sosyal medya platformları masum değil hatta mimli sayılabilir. Avrupa Birliği Komisyonu tüm sosyal medya mecralarına 25 Ekim’e kadar süre tanıdı ve dezenformasyon yaratan içeriklerin kaldırılmasını istedi” diye konuştu.
Kırık, “Filistin’deki mücadeleyi haklı çıkaracak, oradaki insanların görüntülerine sansür uygulanırken, İsrail’den gelen görüntülerin sansürlenmediği ortada.” dedi ve şöyle devam etti:
“Örneğin ‘Gaza report’ isimli bir hesap vardı. Başta Gazze’nin resmi bir yayın kurumu gibi lanse edildi. Hastanenin bombalanması olayında bunu Hamas’ın gerçekleştirdiği yönünde paylaşım yaptı. Bu içerik sonra yalanlandı ancak algı çok hızlı bir şekilde yaratıldı. Yine Amerika’daki bir internet sitesinin haberine göre, özellikle Instagram ve Facebook, Gazze’deki hastane saldırısına ait olduğu iddia edilen fotoğrafı paylaşmaya çalışan kullanıcılara gönderinin çıplaklık kurallarını ihlal ettiğini belirtti. Sosyal medya şirketleri bağlı oldukları ülkelerinin çıkarlarını koruyarak onların bir nevi yankı odası oluyor.”
“YAPAY ZEKA İLE SAHTE İÇERİKLER OLUŞTURULABİLİR”
Sosyal medyanın savaşa ikna etme ve meşruiyet kazandırma amacıyla kullanıldığını ifade eden Kırık, şunları söyledi:
“Önümüzdeki günlerde İsrail’in bir kara harekâtı yapacağı söyleniyor. Öncelikle kitleleri bir savaşa inandırmak yani ikna gerekir. Bu noktada sosyal medya desteğinin alınmak istediğini görüyoruz. NewYork Times, internet sitesinde üç kez başlık değiştiriyor. Bunlar dünyanın köklü kurumları ama belki de ilerde bu haberler incelenmesin ve savaş suçu kapsamında sayılmasın diye ağız değiştiriyorlar. Hatta yapay zeka da artık sahte görsel ve içerikler oluşturularak kullanılabilir.”