Sözcü yazarı Saygı Öztürk, MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı nedeniyle tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan hakkında kaleme aldığı yazısında, “Tolga Şardan, güvenlik bürokrasisini, yargının işleyişini, neyin suç, neyin suç olmadığını bilen bir gazeteci. Tolga’nın başına bunlar geldiğine göre gerçek gazetecilik yapanlardan cezaevine girmeyen, karakollara imza için gitmeyen gazeteci kalmayacak gibi gözüküyor” dedi.
Öztürk, “Gazeteci olmayan, gazetecinin ruh halini anlayamaz. Eğer yazdığınız bir haber yalanlanıyorsa, inanın bunun en büyük üzüntüsünü o gazeteci yaşar. Yerin dibine geçer. Kimselerin yüzüne bakamaz. Ama günümüzde, iktidarın doğru olan haberleri de yalanladığını, o yüzden hangi haberin doğru, hangisinin yalan olduğunu meslektaşlarımız çok iyi bilir. İletişim Başkanlığı, akredite uygulamasına bir an önce son vermeli. Hangi basın kuruluşu, hangi gazeteci bilerek yalan haber yazar? Sonra niçin yazsın? Haberini doğrulatmak için bu kadar çırpınan gazetecinin yeri asla imza için karakollara gitmek, hele cezaevinde atılmak hiç olmamalı” ifadelerini kullandı.
Öztürk devamında da şunları kaydetti:
“Basının üzerinde kurulan baskılar nedeniyle gazetecilik zor bir dönemden geçiyor. Gerçeği öğrenmek, gerçeğe ulaşmak hiçbir dönemde bu kadar zor olmamıştı. İletişim Başkanlığı, dezenformasyon bültenleri yayımlamak yerine bilgilendirmeye önem vermeli. Anayasa Mahkemesi’nin önünde ‘Dezenformasyon Yasanının iptali’ için açılmış dava var.
Tolga Şardan, güvenlik bürokrasisini, yargının işleyişini, neyin suç, neyin suç olmadığını bilen bir gazeteci. Tolga’nın başına bunlar geldiğine göre gerçek gazetecilik yapanlardan cezaevine girmeyen, karakollara imza için gitmeyen gazeteci kalmayacak gibi gözüküyor.”
Yazının tamamını okumak için .